Kuşkusuz en büyük adalar devleti Endonezya söz konusu olduğunda ilk akla gelen Bali olur.
Tanrılar Adası olarak ta bilinen bu ünlü ‘turistik ada’ benim için yoğun iş koşuşturmasının ardından uzun ama neşeli geçen uçak yolculuğu sonrası gerçek bir yeryüzü cennetinde biten muhteşem bir tatille oldu.
Ada’nın başkenti ve havalanın da bulunduğu Denpasar’a ayak bastığımızda yıl boyunca değişmeyen 25-30 C arasındaki sıcaklık ve hafif nemin yanı sıra gün ışığı ile birlikte farkına varacağımız muhteşem güzellikteki çiçekler ve bitki örtüsünün neden olduğu parfüm gibi çiçek kokuları ve güler yüzlü Bali’li kızların yöresel çiçek kolyeleri boynumuza taktıklarında kendimizi çoktan ‘özel’ hissetmeye başlamıştık bile..Tüm bunlara bir de otelimizin tüm seyahatimiz süresince bize tahsis ettiği lüks transfer aracımız, şoförümüz ve hizmetlimiz bizi havaalanında sabahın 04:00 den itibaren güzler yüzle karşıladıktan sonra bütün yorgunluğumuzu bize unutturdu…
Denpasar Havaalanından , lüks otellerin güvenlik çemberi ile korunduğu özel bölge ve dünya turizminin gerçek bir gözbebeği olan Nusa Dua da bulunan muhteşem otelimize doğru yola çıktık. Nusa Dua’daki oteller bölgesi, bize göre adanın en temiz, en güvenilir, en konforlu bölgesi .
Bir tatil beldesinde aranacak her şey, geleneksel ve özgün tadi bozulmadan, modern ve son derece medeni bir şekilde sunuluyor. Aslına bakarsanız kendinizi kral / kraliçe gibi hissediyorsunuz burada . Cennet gibi kumsalda son derece konforlu şezlongunuza uzandığınızda, karşınızda yaşarken görebileceğiniz en romantik kumsal-deniz-gökyüzü kombinasyonlu manzara, burnunuzda adanın yüzlerce çeşit çiçek-ağaç-bitki topluluklarının kokusu , kulaklarınızda sessizliğin sesi, elinizde tropik meyvelerinin en tazeleri ile yapılmış kokteyliniz, teninizde, muson mevsiminde bile sıcacık sarmalayan güneş… Dahası plajda bile rahatça yaptırabileceğiniz Bali masajı… Sayısız çeşitte deniz ürünü, taze sebzelerle hazırlanmış nefis salatalar eşliğinde, hiç tatmadığınız özel soslarla yapılan yemek servisleri. Bizim otelimiz Amanusa bölgedeki en iyi otel olmakla birlikte genel olarak tüm oteller çok konforlu ve temiz. Hepsi Hint Okyanusu kıyısında muhteşem kumsallara sahipler. Alışveriş için hem otellerde hem de Nusa Dua’nın içinde alışveriş merkezleri bulunuyor. Ancak genellikle, -her zaman değil- adanın her yerinde bulunabilen ahşap oymalar, telkariler, gümüşler vs. burada daha pahalı satılıyor
Aynı şekilde Mas adlı köyde pahalıya satılan ahşap oyma heykelleri de otelinizde ucuza bulabiliyorsunuz. Dokumalar, sarong tabir edilen pantolonumsu etekler, ipekliler, el işlemesi terlikler, hakiki tarçından yapılmış mis kokulu tabak, tepsi, tuzluk, biberlikler, sepetler, süslü şemsiyeler her yerde bulunabiliyorlar ama en bol çeşit, en keyifli pazarlık, en rahat hareket, maymun ormanı tarafındaki Pazar. Bali den sandal ağacı ve nilüfer kokulu olanlar başta olmak üzere bol bol sabun ve tütsü satın alınmalı. En bol çeşit Nusa Dua’daki alışveriş merkezi içindeki süpermarket. Bir de çeşitli Bali çayları ve son derece sert bir kahve olan Bali kahvesi unutulmamalı. Meyve ve çiçek tohumu gibi ürünleri Bali dışına çıkaramıyorsunuz. Bu konuda ciddi boyutta cezalar var
Bali , dünyanın en fazla Müslüman nüfusunun yaşadığı Endonezya’nın Müslüman nüfusun hemen hemen hiç olmadığı , ağırlıklı olarak ‘Hinduizm’ e inananların halkın yerleşik olduğu tek ada..Tapınakları anlattığım önceki yazılarımdan da anlaşılacağı gibi ada tam bir tapınakcenneti.Tanrısı bu kadar fazla olan bir inanışta doğal olarak her adım başı bir tapınak bulunuyor, her evin kendisine ait bir tapınağı var ve ada halkı sabahın erken saatlerinden itibaren tanrıya ibadet ediliyor
Yemek, Bali’de bir ayin gibi. Deniz kıyısında mumlar ve tütsüler eşliğinde, bir kısmı tanıdık, bir kısmı pek bilmediğimiz, bir kısmı ise hiç görmediğimiz meyve, sebze ve deniz ürünlerinden oluşan, baharatın vazgeçilmez olduğu Bali mutfağında favori yiyecek deniz ürünleri, en çok da jumbo karidesler ve dev istakozlar.
Muson yağmurları mevsimi olan Aralık-Eylül arası da dahil olmak üzere sıcaklık 30 dereceye yakın. Hava kapalı da olsa, hatta yağmur da yağsa teniniz yanıyor. Ekvatora yakın olmanın etkisi bu.
Tanrıların adası Bali, gerçekten pek çok yönüyle dünyanın cennet köşelerinden biri. Dünyada böyle bir güzelliğin varlığını bilmek bile insanı mutlu ediyor. Yaşadığımız keşmekeşin içinde, ömrümüzde bir defa olsa bile Bali’ye kaçabilmek, hem yaşamın huzurlu, dingin, sakin yüzünü görmemizi, hem de kendi ruhumuzun aslında hep istediği ama hiç bulamadığı sessizliği yaşamamızı sağlıyor. Bir pirinç tarlasının göz dolduran şaşırtıcı yeşilliğinin taptaze kokusunu içimize çekmek, bembeyaz kumlar ayaklarımızın altında ezilirken, bazen yaşam veren bazen de alan Hint Okyanusunun masmavi sularında yürümek, kulaklarımızda tahta tokmakların metal şeritlere vururken çıkardığı seslerden oluşan ada melodileri..
Bali adasının güneyinde kalan isminin anlamı gibi ikinci yavru ada olan Nusa Dua , şahsen hem gezgin olan ve turizm sektörünün içinde olan birisi olarak bana göre de dünyada gerçekleştirilmiş en iyi bölgesel turizm projelerinden biri .
Burada her şey ; oteller, aktiviteler ( golf ,spa, masaj gibi ) tamamen lüks pazara ve hedeflenen bu kitlenin beklentilerine göre gerçekleştirilmiş.
Havaalanından 15 dakika gibi bir sürede ulaşabileceğiniz bu bölge zaten özel bir güvenlik çemberi ile kuşatılmış ve bölgeye her girişte aracınız aranıyor.Bu kısa güvenlik taraması sonrasında girdiğiniz bölge ve otelinizde ise size tam anlamıyla kendinizi çok önemli bir kişi gibi hissettirecek her şey sizi bekliyor, herkes üzerinize titriyor ve tam anlamıyla şımartılıyorsunuz.
Kaldığımız lüks otelin ve bölgenin tüm imkanlarından faydalanmak için tarafımıza özel hazırlanan ‘program’ı uygularken buraya tatil amaçlı gelen konukların faydalandığı olanaklar göz kamaştırıyor. Öyle ki tam anlamıyla kendinizi yeniden yaratılmış hissettirecek Bali masajı tüm Asya’daki en iyi Golf sahası olarak bilinen alanda golf oynamak ,Bali’de bu bölgeye özgü pudra beyazı kumsala sahip koyda yüzmek ve bunları yaparken dünyanın en ünlü işadamları veya sanatçıları ile aynı yerde olma ayrıcalığını yaşamak.( Bizim kaldığımız otelde bizden 2 pavilion ötede Belçika prensesinin konakladığını ve otelimizin daha önce Madonna, Rod Steward gibi ünlüleri ağırladığını zorlayarak ta olsa öğrenmeyi başarıyoruz.) Bunların hepsini birden burada Nusa Dua da bulabilirsiniz.
Nusa Dua da yemek ve içmek ise başlı başına bir şölen en kaliteli deniz ürünleri ve geleneksel Bali yemekleri, sunumları ve servis buradaki otellerde inanılmaz!
Nusa Dua’ yı doyasıya yaşamak için program doğrultusunda bize ayrılan 3 günün sonunda adanın bir başka ve en önemli yerleşim yerlerinden bir diğerine elbette çalışmaya başladığımız bu lüks otelin bölgedeki diğer otelini görmek üzere Ubud’a doğru yola koyuluyoruz. Ubud, Bali adasının karasal bölgesinde yani içinde yer alan bir yerleşim yeri olmakla birlikte oldukça ilginç bir bölge.
Ubud anlam olarak tıp ve şifa anlamına geliyor bunun nedeni de bu bölgeden geçen Campuhan nehrinin çevresinde yetişen şifalı bitkiler ve otlar..Bunlar ilaç yapımında yüzyıllardır kullanılıyor.Zaten bize anlatılan bir başka önemli bilgide Kraliyet ailesinin ve kral soyundan gelen herkesin şifacılık konusunda yetenekli ve bilgi sahibi oldukları ancak monarşinin bitmesiyle bugün bu gelenek sadece birkaç kişi tarafından sürdürülüyor.
Bölgedeki diğer bir özellik ve güzellik ise sanat gibi işlenmiş pirinç tarlaları..Hepsi tablo gibi..
Ubud un anlamı bu kadarla da kalmıyor; Ubud Bali ve Endonezya’nın sanat merkezi.
Bugün dünyada’da kendini kanıtlamış Bali el sanatları ve Balinez müziğinin en önemli çıkış noktası.
Ubud a geldiğiniz andan itibaren el sanatları ve müzik sizi hemen etkisi altına alıyor.
Tabii burada da maymun ormanına yürüyüş yapmayı da ihmal etmiyoruz Biraz ürkerek maymunlar arasında yürüyoruz. Son olarak içinde halen yaşanan BALI KÖY EVİ ziyaret ediyoruz
Geleneksel Bali müziği ve küçük yaştan itibaren çocuklara öğretilmesi zorunlu olan Bali halk dansları hemen hemen her yerde. Küçük çocukların yöresel kıyafetleri içinde danslarını izlemek gerçekten çok keyifli. Müzik kendinizi huzurda hissettiriyor.
Öyle ki burada kaldığımız sürede her yerde olan müzikten o kadar etkilendik ki pek çok CD ile Türkiye’ye döndük ancak ortamın farklı olması nedeniyle mi nedir kesinlikle aynı etkiyi yaratmadı !
Ubud ta sanat her şey demek bunu daha iyi anlamamız için davet edildiğimiz ve bölgedeki en önemli müzelerden olan Neka ve Puri Lukisan müzeleri ile Agung Rai Sanat müzelerini de gezdik. Bali ye ve Ubud a gidenlere zaman ayırıp görmelerini kesinlikle tavsiye ederim.
Burada başıma gelen ilginç şeylerden biri otelimizde bize hazırlanan programların birinde yer alan ve eğer istersek ASTROLOG un kaldığımız villa bunglow a çağırılması ve astroloji haritamız ile reenkasyonumuza bakılması konusuydu. Elbette bu konuya biraz merakı olan herkes gibi astrologu derhal davet ettik.
Gelen astrolog kelimenin tam anlamıyla ilk gördüğümüzde bizde biraz şaşkınlık yaratan oldukça yaşlı bir Bali’liydi. Oteldeki kişisel asistanımızla birlikte odamıza gelen görünüşüne baktığımızda 100 yaş civarında olduğunu tahmin ettiğimiz( asistanımız 93 diyerek bizi yanılttı!) ve Bali’nin en iyi astrologu olduğu belirtilen beyefendi benim yıldız haritama bakıp oldukça ilginç şeyler söyledi ancak en ilginçlerinden birisi ise geçmiş hayatımda benim ‘Travel Goddess’ Seyahat Tanrıçası olduğum ve bu nedenle ömür boyu sıkça gerçekleştireceğim seyahatlerimin bana ve ruhuma iyi geleceğini söylemesi oldu. Söylediği diğer ilginç şeyleri elbette burada paylaşmayacağım ancak bu seyahat tanrıçası olma fikri beni nedense çok mutlu etti ve reenkarnasyon a inanmak istedim
BALI ye gitmişken…..;
Endonezya nin en değerli incilerinden almadan,Batik Ağaç Oymacılığı sanatının usta eserlerinden almadan ( ben inanılmaz ölçülerde bir büyücü maskesi aldım kötü güçlerden koruması için salonumun duvarına astım), veya en azından o çok şik ve kullanışlı sepet çantalardan,
Pirinç Teraslarını Gormeden
Maymun Ormanın da yürümeden
Aytung nehrinde rafting yapmadan
Tanah Lot Tapinagini ziyaret etmeden
Taro Köyünde ufak bir FİL SAFARİ yapmadan
Yaşlı Falcılara fal baktırmadan
Nusa Dua yi görmeden
Neka ve Puri Lukisan müzeleri ile Agung Rai Sanat müzelerini ziyaret etmeden
Akşam yemeğinde Bali Dans Performansı izlemeden
bunları yapmadan dönmeyin….