Seyahat yazılarıma , dünya’da kesinlikle görülmesi gereken ülkelerinden biri olan Hindistan’ın kultur sanat ve ticaret başkenti sayilan ve Maharastra Eyaletinin baskenti olan Mumbai (eski adıyla Bombay) ile devam etmek istiyorum.
Her ülke ve her şehir gitmeden önce kafanızda farklı imgelerde belirir, kuşkusuz Mumbai , hem yoksulluğun, caddelerden taşan insan kalabalığının, banliyö trenlerinde ve istasyonlarda yaşanan izdihamın büyük kenti; hem de Hint popüler sinemasının albenili merkezi, yani Bollywood denen hayal makinasının gösterişli başkenti olarak canlanır kafalarda. Mumbai demek, bunların her ikisi demektir; bir yanda yokluk, diğer yanda varlıklı ,ışıltılı bir dünya.Muhteşem koloni mimarisi,kriket aşkı ,lüks hayatı ve fakirliği ile çarpıcı bir tezatlar şehri!
Istanbul’dan direkt uçuşla 6 saatte vardığımız Mumbai Chhatrapati Shivaji Havaalanı şehir merkezinden 30km uzaklıkta. Şehre iner inmez sizi çarpan köri kokusu seyahatiniz boyunca bereye giderseniz gidin sanki size eşlik ediyor. Gece geç saatte indiğimiz havaalanından bizi karşılayan Hintli dostlarımızla birlikte kalacağımız yere giderken karanlığa rağmen geçtiğiniz yollardaki fakirlik, baraka evlere hayretle bakıyorsunuz şimdiye kadar bu kadarını hiç mi hiç görmediğinizi düşünerek.
Mumbai de tüm Hindistan da olduğu gibi ‘kast’ sistemi oldukça belirgin. Özel bir davetle gittiğimiz Hindistan ‘da kaldığımız ev alandan gelene kadar gördüklerimizin tam tersine bizi yanıltırcasına büyük . ‘Breach Candy’ ismiyle şehrin kuzey batısında Mumbai’nin gerçek zenginlerin yaşadığı sahil kenarında lüks bir semt.
Şehirlerde etkisini yitirdiği söylenilen Kast* sisteminin gözle görünür ciddi bir acımasızlığı var üst tabakada yaşayanlar gerçekten iyi yaşıyor alt tabakada yaşam ise maalesef tam bir sefalet.
Evde tarafımıza özel hizmet edilmesi amacıyla her birimizin 2 tane butler- hizmetlimiz var. İlginç bir şekilde sokaktaki sefaleti unutturmak için belki gerçek bir soylu gibi hissettiriyorlar ama nereye kadar?
*Kast Sistemi : Hindistan ‘da geleneksel sosyal bölünme anlamına geliyor. Soydan soya geçiyor ve bir kasttan diğerine geçiş mümkün değil.
GÜNDELİK YAŞAM
Mumbai ,Hindistan’ın en hızlı yaşayan ,en zengin ve en fazla endüstrileşmiş şehri. Aynı zamanda finans ve sanat merkezi. Mumbai ismi tapınağı hala burada bulunan yerel tanrı Mumba Dev’inden almakta. Eski ismi Bombay ise şehrin en önemli liman merkezi olmasından dolayı Portekizler tarafından konulmuş Bom Baim (iyi liman).
Mumbai’da ilk günümüzde sokağa çıktığımızda bizi ‘kördüğüm’ olmuş bir trafik ve yolları keyiflerine göre zaman zaman hayvanlarını gezdirdikleri zaman zaman banyo ve tuvalet olarak kullanan insanlar karşıladı(!) Her ne kadar buraya gelmeden önce bu tip manzara ve trafik ile karşılaşacağımız söylense dahi bunun nasıl bir şey olduğunu görmek lazım. Trafiği gördüğünüzde İstanbul’da trafik diye bir sorun olmadığına inanıyorsunuz.
Mumbai de halk ulaşım için farklı taşıtlar kullanıyorlar . Devam eden İngiliz etkisinin bir göstergesi olarak araçlar genelde sağdan direksiyonlu . Yerel ulaşım Otobüs, taksi, oto-ricksawlar (3 tekerlekli tripot) bisiklet –ricksawlar, insan-ricksawlar ve at arabaları ağırlıklı şekilde .Trafikte sizi şaşkına çeviren ise arabalarda herhangi bir sinyal düğmesi vs olmaması.Tüm araçlar sadece korna kullanıyorlar sürekli kornası sesi ile devam eden yoğun trafiğe rağmen insanların sakinliği asla tartışmanın olmaması dikkat çekici diğer bir detay .
Hintlilerin hayatının görünür kısmına egemen olan bir tutku daha var: Kriket. Mumbai’de hangi meydanın kıyısından geçseniz, güneşin altında elde sopalar kriket oynayan beyaz giyimli insanlar görürsünüz. Oval Meydan’ın kriket sahası, bunların en ünlüsüdür ve günün her saati, özellikle de hafta sonları yüzlerce oyuncu ve meraklıyı ağırlar. Kimi mahallelerde, yer darlığından 45 derece eğimli rampalarda bile kriket oynayan çocuklara rastlarsınız. Hani derler ya 7 den 70 e diye, Mumbai de Kriket tutkusu aynen bu durumda..Uluslararası turnuvalarda birinciliği diğer ülkelere pek kaptırmayan Hindistan Mumbai da Kriket maçları sırasında dünya duruyor.
ŞU BOLLYWOOD DEDİKLERİ !
Hindistan dediğimizde bir zamanlar ülkemizdede gişe rekorları kıran Avare filmini ve müziğini hatırlamamak mümkün mü ? Doğrusu kente dair yaygın imgenin Hollywood’a gönderme yapan yanıyla Mumbai’de karşılaşmak o kadar kolay değil. Hindistan’ın diğer kentlerinde de rastlanabilecek popüler film afişleri ve sinema salonlarının ihtişamı bir yana, film endüstrisinin şehrin sokaklarına taştığı, kent yaşamına çokça nüfuz ettiği söylenemez. Mumbai’de Bollywood tarzı film çeken stüdyolar daha çok kuzeydeki Juhu kumsalı civarında kümelenmiş durumda.
Ama Bollywood’un görünmeyen gücü, tüm Hintliler gibi Mumbaililerin de kanına girmiştir elbette. Bu güç sokakta pek hissedilmese de (burayı mesken tutmuş film yıldızları, kendi fildişi kulelerine çekilmiş dünya dışı varlıklardan farksızdır çünkü); TV ekranlarında, gazetelerin magazin sayfalarında, hele de sinema salonlarında kendini öyle bir gösteriyor ki, o filmlerin Hintliler için neredeyse ekmek su kadar elzem bir ihtiyaç olduğuna kanaat getiriyorsunuz.
Biraz da insanlardan bahsetmek lazım; Bollywood tarzı filmlerinde ötesinde Kainat güzeli çıkartan Hindistan’da Mumbai de sokaktaki insanlara baktığınızda ilk başta olmasa da kaldığınız süre içinde kadınlarda ve erkeklerdeki çekicilik farkediliyor. Özellikle saçlar ve gözleri gerçekten dikkat çekici. Ancak avukadolu ve ağır kokulu saç yağlarını kolay kolay Avrupalı insanların taşıması mümkün değil .Diğer dikkat çeken konu ise kıyafetler elbette .Bir kere beni burada en fazla etkileyen kadınların rengarenk giyimi oldu; Geleneksel kıyafetler de canlı renklere vuruluyorsunuz.Siyah,grive kahverengi yok.Kadınları gencinden yaşlısına oldukça seksi gösteren geleneksel kıyafet olan ipekten SARİ ler ve Sarilerin altına giyilen ipek Çoriler ve takılardan etkilenmemek mümkün değil..Zaten buraya kadar gelip meşhur hint kumaşı ve altın takılardan almamak mümkün değil.
Takı ve Kıyafetten söz açmışken Hindistan’ın o dillere destan düğünlerinden bahsetmemek şart oldu özellikle Mumbai’de kaldığımız süre içinde gördüğümüz muhteşem düğünden sonra.Düğün mekanlarının ışıltısı dışarıdan bile gözünüzü alıyor..
Hindistan’da Kasım – Şubat ayları geleneksel düğün mevsimi, bu düğünlerde öyle çok altın takılırki takılan bu altınlar sadece Hindistan’daki kuyumcuları değil,uluslararası altın piyasalarının yüzünü güldürür. Bunun sebebi “dowry”. Dowry, Anadolu’da halen uygulanan başlık parasına benzer bir şey.
Ama arada büyük fark var. Hindistan’da bu parayı damat değil, gelinin ailesi ödüyor. Yine gelin hangi dine mensup olursa olsun damat bir Hindu ise bütün düğün masrafları da kızın ailesi tarafından karşılanır. Dowry’nin ilk çıkış noktası evliliğin iyi gitmemesi, ya da damadın bu dünyadan vakitsiz göçmesi durumunda kızın geleceğini güvence altına almak olarak düşünülmüş. Ailelerde miras babadan oğula kaldığı için kız çocuklarının da bu şekilde teminat altına alınması öngörülüyor. Buna Hindistan’da Streedhan adı veriliyor (Stree:Kadın, Dhan: Zenginlik). Halkın yüzde 80’ini oluşturan Hindular için altının önemi çok büyük. Efsaneye göre üretkenlik, bolluk ve verim tanrıçası Lakshimi fillerin altın kaplarla taşıdığı saf suyla banyo almıştır ve o yüzden altına benzetilen tene sahiptir, bolluk ve refah içindedir. Ve Lakshmi’ye tapanların da onun o saflığı ve güzelliğinden, zenginliğinden alacağına inanılıyor..
İNANÇ ve FELSEFE ŞEHRİ
Tanrı yeryüzündeki minerallerde uyur, bitkilerde uyanır, hayvanlarda yürür ve insanlarda düşünür. Her insan Tanrıdır ve insani arzulardan oluşur.-Hint Atasözü
Çeşitlilik içinde bütünlük ; bu anlayış en az Hindistan’ın kendisi kadar eskidir.Hindistan coğrafya,iklim yaşam biçimi ve dil açısından sayısız çeşitliliğe sahip bir ülke olarak bilinir.Hindistan ayrıca aralarında dünya’nın en büyük dinlerinin de yer aldığı bir çok mezhep ve inanışa ev sahipliği yapan bir ülkedir. İşte neredeyse bireyselliği değil uyumu ön planda tutan Hindistan ın Mumbay şehrinde Hinduizm başta olmak üzere, İslam, Hristiyanlık,Budizm,Sıkhizm gibi önemli din ve inanışların bir arada yaşandığı bir şehir.Bu kadar inanışın ve felsefe yapısının bir arada uyumu kuşkusuz Hindistan ın onlardan bireyselliğireddeden bir uyum talep etmesi ile ilgili olduğu tezini doğruluyor burada. Mumbai dayaşamdaki idealler ,erişilecek hedef ,ruhani hasretler ve etik prensipler görünüşte birbirinden farklı insanları bu ülkede bir araya getirerek ‘Bharat’ı yaratmış.
Mumbai içindeki görülesi yerler,yaşam tarzı ve insanlarıyla birkaç cümle ile bitecek gibi değil. Bu hafta size beni en fazla etkileyen özelliklerini anlattığım Mumbai ‘nin haftaya gezilecek yerleri, konaklama ve yemek alternatifleri ile seyahatiniz için gerekli bilgileri vermeye devam edeceğim.
Haftaya görüşünceye dek şimdilik “Kal Milenge.”